29 Haziran 2015 Pazartesi

Benefit-Erase Paste

Benefit markasına ait erase paste'i yoğun kapatıcılığa ihtiyacım olduğu günlerde corrector olarak kullanmayı tercih ediyordum. Ancak  kapatıcı göz altında birikmeye sebep olduğundan bir süredir kullanmayı bırakmıştım.

Ben de bir süredir sahibi olduğum ve aslında amacı dışında kullandığım benefit erase paste e bir de başka bir gözden bakayım dedim. Bunda ışıltılı, ıslak bitişli makyajın öncülerinden olan Olsen ikizlerinin göz altı kapatıcısı olarak erase paste i kullanmaları da etkili oldu tabii.

Bendeki rengi en açık renk olan 1 numaralı 'Fair' rengi. Somon renkli bir kapatıcı. Yapısı kremsi, yoğun. Tek başına her kullanmayı denediğimde, kalın yapısı sağ olsun göz altımda birikme yaptı.
Sonunda pes edip kenara bıraktım. Sadece yüzümde corrector olarak kullanmaya devam ettim. 

Son zamanlarda bu kapatıcıya bir de ıslatıp fazla suyunu alarak kullandığım Beauty Blender ile şans vermek istedim. Göz altıma uyguladığım bir miktar erase paste'i nemli BB ile dağıttığımda o hep istediğim ıslak bitişli görünümü elde etmiş oldum. Beauty Blender ürünün fazlasını alıp, kırışmasını minimuma indirdi. Ve de bana nemli görünen,aydınlık bir görüntü bıraktı. Ancak tabi ki ürünün bu şekilde tek başına bırakılması imkansız. Yine üzerinden bir transparan pudrayla geçmek gerekiyor. Yoksa yine göz altındaki çizgilerde birikme yapıyor. 

Kapatıcılığını bir Mac-prolongwear, bir Make Up For Ever Full Cover'la kıyaslamak mümkün değil. Ancak günlük olarak kullanımı çok rahat olan, orta düzeyde bir kapatıcılık sağladığını söyleyebilirim. 
Ve ıslak görünümlü makyaj yapacağım tüm günlerde artık elim sadece erase paste e gidiyor. 
Islak görünümlü makyaj akımına siz de kapıldıysanız bu ürüne bir şans verin derim.

Öperim.





23 Haziran 2015 Salı

CHANEL CHANCE



Parfüme inanırım.

Bir şişe içine sıkıştırılmış mutluluk sanki.

En mutsuz olduğum, en huysuz kalktığım günde bile 1-2 fıs sıktığımda hemen bi canlanıp, kendime geliyorum.

Chanel Chance da benim neşelenme parfümüm. Diğer Chanel kokularından bağımsız, çok fresh, çok taze bir parfüm. Tam bir yaz sabahı kokusu. Çiçeksi notalar, biraz da baharat.

İçeriğinde turunçgiller,ananas, sümbül, yasemin, beyaz çiçekler,kehribar ve amber var.

Kalıcılığı iyi.  Hatta benim tenimde en uzun süreli dayanan parfüm diyebilirim.

Bir de ismi Chance* Şans anlamına geliyor. Chanel takipçileri bilirler, diğerbütün parfümleri Chance'ın yuvarlak şişesinin aksine köşeli hatlara sahiptir. Chance'ın yuvarlak şişesinin sebebi ise ufak bir tılsım içermesi.
- 'Şansın çemberi.'
Çok şirin değil mi?

Chance hepinize şans getirsin.

Öperim.

20 Haziran 2015 Cumartesi

Gündüz Cilt Temizliği Rutinim

Işıl ışıl parlayan cilt, sağlıklı bakan gözler, yumuşacık, güzelce nemlendirilmiş dudaklar.. Bunları hangi kadın arzu etmez ki?

Peki ama bunlara ulaşmak için cildimize gereği kadar iyi bakıyor muyuz sizce?

Benim için sağlıklı bir cilde giden ilk adım 'günlük', güzel bir temizlikten ve ardından iyice nemlendirmekten geçiyor. Ve tabii tüm bu bakımı günlük olarak yaptıktan sonra da -dışarıya çıkarken-, güneş var-yok ayırt etmeksizin uygulanan en az 30 faktörlü güneş koruyucusundan...

Ama bugün sadece günlük olarak cilt temizliğimi nasıl yaptığımdan bahsediyor olacağım.



Öncelikli olarak ilk gördüğünüz 'Bioderma'nın Sebium serisinden olan cilt temizleyicisi. Kendisi 3. şişem falan olur. Ben kendisinden kurtulmak istedikçe cilt doktorum sayesinde geri dönmenin bir yolunu mutlaka buluyor. Adeta bir bumerang. Suyla uygulandığında güzelce köpüren bioderma sebium, sıvı sabun kıvamında. Suyla güzelce köpürüyor. Cilt temizliğinde çok etkili, ancak cildimi kesinlikle kurutuyor. Bu sebeple çok ayrılmışlığım var sebium'dan. Yerine yenisini alıyorum, yüzümü bi şekilde sivilce basıyor ve ben soluğu dermatologda alıyorum. Ve dermatolog yine sebium'u öneriyor. Sivilceleri geçirmekte etkili mi derseniz, bence pek değil. Yani var olan sivilceyi etkilediğini falan düşünmüyorum. Ama bir şekilde koruma etkisi var, çıkmasını engelliyor diyebililirim.

Sebium'dan sonra Dermatologica'nın günlük microfoliantını kullanıyorum. Bir çeşit peeling. Ama en naziğinden. Uzun zamandır cilt bakımımın en önemli parçalarından. Bu aralar günlük kullanmaya özen gösteriyorum. Detaylı yorumları bir önceki postumdan okuyabilirsiniz.

Daha sonra tabii ki nemlendirici. Bence cilt bakımının en olmazsa, olmaz'ı! İyi nemlendirilmemiş cilt adeta susuz, kuru çöl topraklarına dönüşüyor. Ve bu şekilde bir cilt inanın ne yaparsanız yapın, sağlıklı görünmeyecektir. Kuru, normal, yağlı diye ayırmadan tüm cilt tiplerinin de mutlaka nemlendirici kullanması gerekir. Unutmayın cilt temizlendiğinde ph dengesi değiştiğinden kendini hırpalanmış, zedelenmiş algılar. Ve cilt temizliğinden sonra hemen cilt tipinize uygun bir nemlendirici kullanmazsanız cildiniz bu durumu düzeltmek,kurumuş cildi kendi kendine nemlendirmek,kendini onarmak adına daha çok yağ salgılamaya başlar.Yağlı ciltler de de durum aynı bunu unutmayın. Cilt tipinize uygun nemlendiriciyi günlük kullanmayı ilke haline getirmek lazım!

Nemlendirici olarak ben bu aralar Kiehl's markasının skin rescuerini deniyorum. Bana bir alışverişimde tester olarak vermişlerdi. Ama o kadar bereketliymiş ki kullan kullan bitiremedim :) Yüzdeki kızarıklığa falan iyi geldiği söyleniyor ama ben şu ana kadar böyle bir etkisini  göremedim. Ama nemlendirme konusunda başarılı diyebilirim! Cildimde her hangi bir reaksiyona da yol açmadığından şimdilerde iyi geçiniyoruz. Ama kesin yorumlarımı, ürün detaylarını bir süre sonra belirteceğim ve full boyunu alıp almayacağıma karar vereceğim.

La Roche-Posay'in bu Effeclar A.I.'sine gelince... Şu ana kadar bundan daha iyi bir sivilce tedavisi görmedim-duymadım-bilmiyorum. Çıkmış, çıkmaya yüz tutmuş tüm sivilcelerin üstüne uyguluyorum. Ve ertesi güne mucizevi bir şekilde kurumuş oluyor. Gelmiş geçmiş en iyisi benim için. Nemlendiricimi uyguladıktan sonra mutlaka -eğer varsa- sivilcelerin tam üstüne bunu uyguluyorum.

Aşağıda gördüğünüz ise Kiehl'in avokadolu göz kremi. Nemlendirmekte bir dünya markası.
En sevmediğim kapatıcılarla bile barışmama neden olan, göz altıma her dokunduğumda nemli kalmasını sağlayan bir krem! Yapısı biraz kalın. Ama benim göz altlarıma kesinlikle iyi geliyor! Parmak ucuma aldıktan sonra iki parmağımı birbirine sürerek ürünü ısıttıktan sonra göz altıma uyguluyorum. Zira ürünün yapısı bence biraz garip. Isıtmadan direk göz altıma uyguladığımda kremsi yapısı sıvılaşıyor. Ve uygulaması biraz daha zor oluyor, ciltte kaymıyor mesela. Ancak ürünü parmaklarımla ısıtıp uyguladığımda, kullanımı da pek rahat. Ben dev boyunu almışım, ömürlük oldu bir nevi. Göz altlarıma gün boyunca kalıcı nem sağlamak için ufacık bir kısmı yeterli çünkü.



Ve tabii ki son olarak Blistex'in bu lip tone isimli renkli dudak nemlendiricisi. Orta okuldan beri kullandığım Nivea lip balmlarımı çöpe attıran ürün. Nemlendirmesini de çok seviyorum,renklendirip yüzüme canlı bir ifade vermesini de. Uyumadan önce bile sürüyorum o derece!

Bunlar benim günlük olarak kullandığım ürünler. Sizin önerileriniz var mı? Ya da bir sorunuz? Yorum olarak bırakabilirsiniz.

Öperim x x x


15 Haziran 2015 Pazartesi

Dermologica- Daily Microfoliant

Nasıl anlatsam, nerden başlasam?





Peelingler benim için cilt bakımının vazgeçilmez parçası. Kendimi bildim bileli mutlaka haftada 1-2 defa peeling yapıp cildimi ölü hücrelerden arındırmaya özen gösteriyorum. Bu güne kadar pek çok marka denedim, hiç biri cildimi çizmekten, hırpalamaktan, kullanım sorasında ise susuz çöl topraklarına çevirmekten bir adım öteye gidemedi. Tamam şu an yalan söylüyorum ,kesin arasında sevdiklerim olmuştur ama aklımın bir köşesinde yer etmemiş işte :)) Hassas, sivilceye meyilli, her şeyden nem kapan, huysuz bir cildim olduğu için kalın granüllü peelingleri bir türlü sevemedim desem tam da doğruyu söylemiş olurum ama.

Sonra annemin tavsiyesiyle Dermatologica'nın Daily Microfoliant ıyla tanıştım. Ürün diğer exfoliatorlerden farklı olarak 75 gramlık kutusunun içinde toz halde geliyor. Yüzü suyla temizledikten sonra, ıslak ellere yarım çay kaşığı kadar dökülerek kullanılıyor. Elde kremsi bir kıvama geldiğinde cilde masaj yapılarak uygulanıyor. Yani o tanecikli zımpara kıvamlı ürünlerden kesinlikle değil. Uygulandıktan sonra ben ciltte 2 dakika kadar bekletmeyi tercih ediyorum. 

İçeriğinde pirinç enzimleri var. Ve salisilik asit. En etken iki madde bunlar diyebilirim. Salisilik asit zaten kimyasal peelinglerde kullanılan asit. Pirinç enzimleri ise uzak doğuda kadınların ciltlerini beyaz tutmak için eskinden beri sırlarıymış! Yani ürün hem peelingle cildinizi ölü deriden arındırıyor, hem de uzun vadede cilt tonunu eşitleme etkisi var. Hem de pudra formüllü olduğundan (diğer peelingler gibi kalın tanecikler içermediğinden) günlük olarak kullanılabiliyor. Gerçi zaten bu kısmı adından da belli:) İçeriğinde ayrıca papain ,yeşil çay, yulaf da var. Ve koku ve renklendirici içermiyor.

Benim kullanım sonrası deneyimlerime de değinecek olursak;

Her kullanım sonrası cildinizdeki o pütürcükleri temizliyor, tertemiz ediyor.

Yüzüm hemen daha bir aydınlık duruyor. 

Kullanım sonrası susuz çöl topraklarına çevirmiyor.

Lekeye yönelik bir etkisi olduğunu pek görmedim. Ama günlük kullanımı tavsiye edilip ben de buna üşendiğimden lekelerde bir gelişme görmemiş de olabilirim! 

Ama bence en önemli kısmı, her gün uygulandığında bile cildinizi asla yormuyor, hırpalamıyor. 

Unutmamak lazım, cilt en büyük organımız! Ona iyi bakmak lazım ;)



9 Haziran 2015 Salı

Original Beauty Blender

Bu güne kadar Beauty Blender hakkındaki övgüleri duymayan herhalde kalmamıştır. Ben bir süre öncesine kadar almama konusunda baya direnmiştim açıkçası. Bir süngerin- hele de ufacık- yumurta şeklinde bir süngerin 53 lira etmesi fikrine uzun süre pek ısınabildiğimi de söyleyemem. Ama sonunda dayanamayıp bu furyaya ben de katıldım!



Beauty Blender artık hepimizin bildiği gibi ıslak-kuru kullanılabilen bir makyaj uygulama süngeri.
Bendeki pembe rengiyle birlikte (original) toplam 4 çeşit olarak üretilmiş. Kalanlar renksiz olan pure, siyah olan pro ve yeşil mini minnacık olan micro.mini beauty blenderlar. 

Pure (beyaz olan) BB , boyasız formülüyle daha çok hassas ciltler için serum, krem, göz kremi uygulamak için geliştirilirken, pro daha çok uzun süreli makyaj malzemeleri kullanan profesyoneller için, mini ise original beauty blender'ın 4'te 1 boyutunda ve daha çok göz çevresi ve kontur uygulamaları için kullanılıyormuş. 

Ben bunların arasında sadece yaklaşık 3 aydır deneyimlediğim original olanı ile ilgili olarak yorum yapacağım.

Beauty Blender'ı bir güzel ıslatıp, sıkıp, nemini de bir havlu yardımıyla aldıktan sonra önce amacına uygun olarak fondoten uygulamak için kullandım elbette.  Son 1 yıldır asla ihanet etmeden kullandığım Dior'un Nude fondoteniyle kullanmayı denediğimde normal kullanımlarımdan daha farklı sonuç elde ettiğimi söylersem kocaman bir yalan olur! Ama Dior'un Nude fondotenin fırçayla, BB ile hatta parmaklarla bile uygulandığında aynı sonuç vermesi bunda etkili olmuş olabilir. Çünkü zaten hem çok kapatıcı olmayan hem de yapısı itibariyle ciltte zaten çok doğal-adeta kendi cildinizmiş gibi duran ve ıslak bitişli bir fondoten Aynı şekilde Guerlain'in meteorites serisinden olan Baby Glow'da da pek farklı sonuç elde edemedim zira ben bunu parmaklarımla uygulamayı çok seviyorum ve çok daha kolay geliyor açıkçası.



Tam bu süngerin aslında bir olayı yokmuş diye düşünmeye başlayacakken bir de MAC prolongwear kapatıcımı bunla dağıtayım dedim ve BOOM! Şu ana kadar aldığım en iyi sonucu, en kısa sürede aldım!  Normalde mac prolongwear'ı parmaklarımla dağıtırım ancak eşit olarak dağıtması kapatıcının yoğun yapısı sebebiyle uzun zaman alıyor malesef. Ama BB ile neredeyse saniyeler içinde kapatıcım hem göz çevreme çok iyi oturdu, hem de çok doğal bir görünüm elde ettim. O gün bu gündür prolongwear'ı sadece beauty blender ile kullanıyorum. 

Muhtemelen daha yoğun fondotenleri dağıtmakta da en az Mac prolongwear'ı dağıtmakta ve yüze adeta ikinci bir deri gibi oturtmakta başarılıdır. Ama ince yapılı fondotenlerde uygulamaya gerek görmüyorum ben. Pudra gibi toz ürünleri de kolayca Bb ile uygulama fikri de hoşuma gitmedi değil.

Temizlemesine gelecek olursak. Beauty Blender'ın bir de kendine ait temizleyicisi var.Ancak ben kendi yöntemlerimle temizlemeyi seçiyorum. Biraz bulaşık deterjanı, biraz zeytinyağı karışınca çok iyi bir sonuç çıkıyor açıkçası. Bir de temizleyicisine para vermek gereksiz bence.  (Alttaki resimde bb'nin ıslak-kullanıma hazır ve benim bahsettiğim yöntemle temizlenmiş halini görebilirsiniz. İlk günkü gibi-lekesiz-tertemiz;) )

BB'nin  negatif yanı ise bence her yıkamada renk akıtıyor oluşu. Boyalı oluşu hassas ciltler için problem yaratabilir. Bir dahakine beyaz renkli olanını tercih edeceğim.



Sonuca gelecek olursam, Beauty Blender eğer yoğun yapılı ürünler kullanıyorsanız, uygulamada süper kolaylık sağlıyor. Ayrıca, hem yüz kontürünüzü, hem göz altı kapatıcınızı, hem fondoteninizi ve ayrıca üstüne pudranızı bile ayrı ayrı fırçalara gerek duymadan hem de aynı ürünle uygulama fikri bence muh-te-şem! Sevdim seni Beauty Blender. Koleksiyonuma hoş geldin :)

x x x 


Bugün Ne Giydim?

Eskilerden beri ellilere tutkunum. O kabarık eteklere, renk renk kumaşlara... Bu sebepten 2 senedir moda dünyasında hakim olan midi eteklere benden çok sevinen eminim olmamıştır.

Bugün de bu aşağıda göreceğiniz tatlı kızımla böyle bir kombin yaptık. Umarım en az bizim kadar sizde seversiniz :)



Eteği babannemle birlikte diktik. Ben çok kabarık dursun, daha da kabarık dursun diye diye söylenip durduğumdan tam daire yapmak zorunda kaldı canım babannem :) Eteğim yüksek bel ve ayak bileğinden bi 20 cm kadar kısa. Altına topuklularla giydiğimden pek de sıkıntı olmuyor ancak topuklu ayakkabıyla kullanamayacaksanız biraz daha kısa tercih etmekte fayda var;)

Üstüne ise bu yukarıda gördüğünüz, siyah düğme detayları ve küçücük kolları olan beyaz gömleği tercih ettim.


Ayakkabım çok sevdiğim Louboutin'lerim. Narçiçeğimsi, pembemsi bir tonu var. Ancak rengin adını tam merak edenler için yazıyorum. Cameo Rose.

Yanındaki ise kutu şeklindeki çantam. Mudodan eski sezon. Minnoş kız kardeşimin doğum günü hediyesi :)


Benim sarı kızım pek bayıldı bu kombine. Sizler ne dersiniz?

6 Haziran 2015 Cumartesi

En Sevdiğim Uygun Fiyatlı Rujlar- ESSENCE


'Bir elimde ruj, bir elimde ayna;
Umurumda mı dünya' 




Evet başlıktan anlaşıldığı gibi bugün günlük olarak kullandığım uygun fiyatlı rujlarımdan bahsedeceğim. Nerede hatırlamıyorum ama eski postlarımdan birinde mutlaka incecik dudaklarım olduğundan daha naturel tonlu rujları kendime kullandığımı mutlaka belirtmişimdir. Uçuk pembeler, nude tonlar tam olarak bana göre. Konu da uygun fiyatlı ruj olduğuna göre, artık hepimizin bildiği uygun fiyatı ve güzel dokularıyla tanınan Essence rujlardan bahsediyor olmam kaçınılmaz.

Essence rujlar uygun fiyatlı olmalarının yanı sıra; yumuşacık dokuları ve nemlendirici özellikleriyle favorim! Dudakları asla kurutmuyorlar. Kalıcıkları zayıf ancak fiyatları dolayısı ile bu tamamıyle göz ardı edilebiliyor bence. 




Sağ baştan; en sevdiğimden ve en çok kullandığımdan başlayayım. Natural Beauty-07. Muhteşem bir tonu var, her türlü makyaja uyum sağlıyor. Benim en sevdiğim nude ruj olur kendisi. Bitmek üzere oluşundan da anlayabilirsiniz. No make up-make up'larda bile çok rahat kullanıyorum.

Sağdan ikincisi ise,10-Cotton Candy. Adından da anlaşıldığı gibi şeker renginde, mavi alt tonlu bir pembe. Yaz aylarına çok iyi uyum sağlıyor. Bikini üstüne bile çok yakışıyor! 

Sağdan üçüncüsü;  13-Love Me. Naturel Beauty'e göre biraz daha şeftali. Yine nude tonlar kategorisinde.

Ve son olarak aralarında en koyusu olan 04- On The Catwalk. Hafif kiremit tonlu, gündüzden geceye, her türlü makyaj için kurtarıcı bir ton.

Umarım en az benim sevdiğim kadar seversiniz, 

öperim x x x